Organik Bademin Faydaları

 Son yıllarda yurtiçi ve yurtdışında birçok yayın organı "süper besin" diye bir kavramdan söz etmeye başladı. Biz bu kavramın son yıllarda popüler   olduğunu düşünsek de "süper besin" kelimesi aslında 20. yüzyılın başından beri kullanılmaktaydı. Organik bademin süper besinler arasında ilk   sırada olmasının temel sebebi çok yüksek besin değeri ve minimum tüketimde bile çok yüksek çokluk sağlamasıdır.

 Magnezyum, kalsiyum, fosfor, ve potasyum deposu olduğu için menopoz çağındaki kadınlar, hamile kadınlar ve kolon kanseri riski taşıyan herkese   doktorlar özellikle badem yemelerini tavsiye etmektedirler. Ayrıca badem antioksidan yönünden de oldukça zengindir. Bu sebeple organik badem   tüketiminin günlük stresi de azaltmaya yardımcı olduğu bilinmektedir.

  Özetle organik bademin faydaları nelerdir;

-  Hamilelerin sütünü arttırır ve bebeklerin gelişimine yardımcı olur.

 - Kan şekeri düzeyini ayarlar.

 - İçeriğindeki protein ve lifler sayesinde uzun süre tok tutar; kilo vermeye yardımcı olur.

- Afrodizyak etkisi ile cinsel gücü ve isteği arttırır.

- İçerdiği E vitamini sayesinde göz, saç ve cilt sağlığı için oldukça yararlıdır.

- Kötü kolestrolü düşürür; kalp hastalıklarına karşı riski azaltır.

Organik Sertifika Almak

Organik Sertifika Nasıl Alınıyor?

    Organik sertifikayı almak isteyen çiftçi, bağımsız bir kontrolör firmaya başvuruyor. Başvuru sonrasında 4 yıl boyunca tarlasına atacağı her gübre ve her ilaç için kontrolör firmanın iznini alıyor. 4 yılın sonunda tarla gerçekten organik şartları sağlamış oluyorsa kontrolör firma tarafından T.C. Tarım Bakanlığı'nca onaylı "müteşebbis organik sertifikası" veriliyor.

  

Organik Ürün Logosu

Verilen organik sertifika tarlada ağaç dalındaki ürün için geçerli oluyor. Bu ürünün yine organik tarım mevzuatına göre hasat edilip stoklanması gerekiyor. Çiftçi eğer bu ürünü bir markete veya bir tüccara satacaksa, o yıl ki hasatın kaç kilogramını, kaç kilogramlık paketler ile satacağını aracı kontrolör firmaya bildiriyor. Bu firma yapılacak satış (parti) için bir parti no oluşturuyor ve bu parti no'yu müteşebbis firma etikette basmayı zorunlu tutuyor. Yapılacak satış için kontrolör firma müteşebbis firmadan ürünlerin transferinin artık aracı tüccar veya markete geçtiğini bir "Organik Ürün Sertifikası" ile belgelendiriyor. Bu belgenin üzerinde satışın parti numarası, hangi müteşebbisten, hangi firmaya satışın gerçekleştiği ve diğer tüm detaylar yer alıyor.

 Ürünleri alan marketin veya tüccarın, bu ürünleri rafına koyabilmesi için de sorulduğu takdirde göstermek üzere "Organik Ürün Sertifikası'nı" her zaman hazır bulundurması gerekiyor.  Eğer bir ürünün üzerinde yukarıdaki logoyu görüyorsanız, bu ürünün sizie satılana kadar; depolama, taşıma ve ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan tüm Organik Tarım Şartlarını yerine getirdiğinden emin olabilirsiniz.

Organik Tarım Nedir

Organik tarım temelinde gönül işidir!
 
     Tarımla uğraşan bir çiftçi öncelikle hasat ettiği ürünü kendi çocuğuna yedirebiliyorsa veya kendisi  o ürünü gönül rahatlığıyla yiyebiliyorsa, ancak o zaman pazarda veya markette bu ürünü satmaya kalkışabilmelidir. Organik tarım ürünlerinde yapılan pestisit (kimyasal kalıntı) analizlerinde %0’ın üzerinde pestisit kabul edilmemektedir. Günümüzde hasatı arttırabilecek birçok gübre varken ve bu gübreler ile yıllık hasat miktarı %50 seviyesinde arttırılabilirken, organik tarım yapan bir çiftçi bu gübreleri kullanmayıp ürününün organik olabilmesi için ilave %50 hasattan vazgeçmiş demektir.
 

     Ayrıca bizim gibi organik tarımla uğraşan çiftçiler her yıl ağaçlarında yeni bir salgın hastalık fark ederler. Bu salgın hastalığın kimyasal ilaçlarla mücadelesi çok kolayken, organik tarımla uğraşan çiftçi ağaçlarını gönüllü olarak biyolojik ilaçlarla korumaktadır. Birçok zaman çiftçi ağacını doğal yollarla koruyabilmek adına o yıl ki hasatından vazgeçmektedir.

     Organik ürünün fiyatı normal ürüne kıyasla daha fazla olmasına rağmen bunun aslında ticari bir karşılığı yoktur. Organik tarımla uğraşan çiftçi, ürününü %50 veya daha pahalıya pazara sunamadığı için kapanışı ilk cümlemizle aynı bırakacağız.

     Organik tarım temelinde gönül işidir!

Badem Hakkında Faydalı Bilgiler

deneme deneme deneme

Çiftliğimizin Hikayesi

İnceten Çiftliği'nin Hikayesi

     2005 yılında Tekirdağ’ın Karakavak Köyü’nde aldığımız arazide çiftliğimizin temellerinin atılma hikayesi aslında 2006 yılında başladı.

     Satın aldığımız topraklarda en iyi hangi ürünün verimli olacağına o zaman ki Yalova Araştırma Enstitüsünde farklı meyvelerle ilgili yetkili kişiler ile birlikte karar verdik. Üzüm, ceviz ve badem üçlüsünün arasında kaldıktan sonra bademin bizim için en doğru meyve olduğunda karar kıldık. Bu kararı verirken toprak analizleri ve fizibilite çalışmalarının verdiği sonuçları göz önünde bulundurduk.

    2006 Sonbaharında arazimizi markalamaya  başladık ve kazık çakma işlerini tamamladık. Ardından her bir kazığın altına dikmek için acı badem kabukları çatlattık ve 2007 Ocak ayında çiftliğimizin tamamı kar altındayken tek tek çatlattığımız acı bademleri arazimize dikmeye koyulduk. Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra 2007 Ocak ayından bahara kadar bizim için heyecanlı bir bekleyiş başlamıştı.

     2007 Mart ayında çiftliğimizde ilk baharımızı karşılarken, bademler filiz açmıştı ama otların arasında badem filizlerini bulmakta güçleniyorduk. 2007 Bahar aylarından sonraki beş yıl boyunca bize ışık tutan en önemli iki erdem sabretmek ve inanmaktı. Sabrederken bir yandan sulama, aşılama, budama ve gübreleme işleriyle uğraşıyor diğer yandan da inancımızı sağlam tutuyorduk. Bize en güzel yanıt olarak ise çiftliğimizde fidanlar büyüyor, biz onların büyüdüğünü gördükçe de umutlarımız artıyordu.

     2007 yılından sonra tutmayan badem filizlerinin yerine geç çiçek açan cins Ferragnes ve Ferraduel cins badem fidanı diktik. Ayrıca piyasada el bademi olarak da bilinen Non Pariel ve Texas cinsi bademleri beraberinde 5x5m aralıklarla toprağımıza ektik. Bunların çiçeklenmelerini sağlayabilmek  için de 100’den fazla kovan bal arısına çiftliğimizde hala ev sahipliği yapıyoruz.

     Beşinci yılın sonunda büyük umutlarla diktiğimiz kabuklu bademler artık filizlenmiş, koca birer fidan olmuş, dallarında çağlalar belirmişti. Yaklaşık 10,000 fidan, her birinin çağlaları kollarında bize uzanmaya çalışıyorlardı. Biz de her çağlayı dallarından ellerimizle koparıp fidanların kendi köklerini daha çok geliştirmelerine imkan vermeye çalışıyorduk.

     Karakavak Köy Halkı artık fidanların üzerindeki çağlaları görüyor, bu kurak toprakların dev bir badem fabrikasına dönüştüğünü izliyor ve kendileri de kurduğumuz hayale ortak oluyorlardı.

     Filizlenmiş badem çiçeklerimiz komşu köy halkının arıcılıkla ilgilenen çiftçilerini güzellikleri ile imrendiriyordu. Arazimizde bulunan onbinlerce badem ağacı günümüzde birçok farklı arıcının çiftliğimizde organik bal yetiştirmesine de imkan sunmaktadır.

     Çiftliğimizin organik hikayesi bizim en önemli gurur kaynağımızdır. 2006 yılında ekildikleri ilk günden beri tek bir kimyasal ilaç kullanmadığımız badem fidanlarımız için 2010 da organik sertifikasına başvurduk. Denetçi organik sertifika kuruluşu, başvurumuzu değerlendirmeye aldığı yıldan sonra ki dört yıl boyunca her yıl denetime gelip, 2015 yılında çiftliğimizi organik sertifikasına uygun bulmuştur. Sertifikamızın devamlılığı için hala her yıl denetlenen çiftliğimiz, birçok çevre çiftçiye örnek olmakta, ülkenin gıda ithalatını azaltarak cari açıkla mücadeleye destek olmakta, ve bademlerimizi yiyen her tüketicinin sağlığına olumlu etki etmektedir.

     Organik badem yetiştirme hayalimizi gerçekleştirmek için çıktığımız bu yolda hedefimizi Dünya’nın en lezzetli organik bademlerini yetiştirmek olarak değiştirdik. Bu yolda çiftliğimize emek veren değerli tüm Karakavak ve Çerkezmüsellim Köy Halkı ve her bilinçli tüketicinin işimizin büyük bir parçası olduğunu asla unutmadık; unutmayacağız.

     İnceten Çiftliği

Foto Galeri

Foto Galeri

Ürünler

Ürünler

Nerede Varız?

Nerede Varız?

Perakendeciler

Neden Organik?

Organik Tarım Kavramı Nedir?

     Organik tarım temelinde gönül işidir!
 
     Tarımla uğraşan bir çiftçi öncelikle o ürünü kendi çocuğuna yedirebiliyorsa veya kendisi gönül rahatlığıyla yiyebiliyorsa, ondan sonra pazarda veya markette bu ürünü satmaya kalkışabilmelidir. Organik tarım ürünlerinde yapılan pestisit (kimyasal kalıntı) analizlerinde %0’ın üzerinde pestisit kabul edilmemektedir. Günümüzde hasatı arttırabilecek birçok gübre varken ve bu gübreler ile yıllık hasat miktarı %50 seviyesinde arttırılabilirken, organik tarım yapan bir çiftçi bu gübreleri kullanmayıp ürününün organik olabilmesi için ilave %50 hasattan vazgeçmiş demektir.
 

     Ayrıca bizim gibi organik tarımla uğraşan çiftçiler her yıl ağaçlarında yeni bir salgın hastalık fark ederler. Bu salgın hastalığın kimyasal ilaçlarla mücadelesi çok kolayken, organik tarımla uğraşan çiftçi ağaçlarını gönüllü olarak biyolojik ilaçlarla korumaktadır. Birçok zaman çiftçi ağacını doğal yollarla koruyabilmek adına o yıl ki hasatından vazgeçmektedir.

     Organik ürünün fiyatı normal ürüne kıyasla daha fazla olmasına rağmen bunun aslında ticari bir karşılığı yoktur. Organik tarımla uğraşan çiftçi, ürününü %50 veya daha pahalıya pazara sunamadığı için kapanışı ilk cümlemizle aynı bırakacağız.

     Organik tarım temelinde gönül işidir!

Organik Ürün Nasıl Ayırt Edilir?

     Bir çoğumuz haftada birkaç kere alışverişe çıkıyoruz ve market raflarında bile hala “Naturel”, “Tamamen Doğal”, “Bahçeden Organik”, “%0 Katkılı”, “Ekolojik”, “Biyolojik” gibi tanımlamalar arasında kendimiz ve ailemiz için en sağlıklı ürünü bulmaya çalışıyoruz.

    Aslında T.C. Tarım Bakanlığı’nın bu konuda tanımlaması çok nettir. Bir ürünün gerçekten organik olup olmadığını anlayabilmek için bu logoyu ürünün etiketi üzerinde görmeniz yeterlidir.

    Bu logoyu sadece organik ürün sertifikasına sahip firmalar etiketlerine basabilirler ve bu logonun sertifikasız kullanımının çok ciddi cezai yaptırımları mevcuttur.

 

Organik Sertifika Nasıl Alınıyor?

    Organik sertifikayı almak isteyen çiftçi, bağımsız bir kontrolör firmaya başvuruyor. Başvuru sonrasında 4 yıl boyunca tarlasına atacağı her gübre ve her ilaç için kontrolör firmanın iznini alıyor. 4 yılın sonunda tarla gerçekten organik şartları sağlamış oluyorsa kontrolör firma tarafından T.C. Tarım Bakanlığı'nca onaylı organik sertifika veriliyor.

    Verilen organik sertifika tarlada ağaç dalındaki ürün için geçerli oluyor. Bu ürünün yine organik tarım mevzuatına göre hasat edilip stoklanması gerekiyor. Örneğin; organik ürün ile organik olmayan ürün aynı depoda stoklanamaz.

    Kısaca eğer etiketinde yukarıda gördüğünüz organik logolu ürün satın alıyorsanız, gönül rahatlığıyla o ürünün hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ve ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan tüm Organik Tarım şartlarını yerine getirdiğinden emin olabilirsiniz.

Organik Olmayan Ürün Gerçekten Zararlı mı?

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl milyonlarca kişi kimyasal ilaç zehirlenmesine maruz kalmaktadır. Her yıl büyük çoğunluğu tarım sektör çalışanlarının oluşturduğu 20 bin kişi yanlış zirai ilaç uygulamaları nedeniyle ölmektedir.

    Kullanılan kimyasalların gıdada bıraktığı kalıntılar vücudumuza alınarak birikmektedir. Biriken kimyasallar kanser, üreme bozuklukları, hormon dengelerinde bozukluklar, bağışıklık sistemi sorunları, sinir sistemi rahatsızlıkları (beyin gelişiminde zarar, depresyon, konsantrasyon bozukluğu vb.), alerjiler, astım gibi birçok sağlık sorununa sebep olmaktadır.